ASSITEJ Başkanı Yvette Hardie’nin Mesajı



Dünyanın pek çok ülkesinde, 20 Mart Dünya Çocuklar ve Gençler İçin Tiyatro Günü’nde ve haftasında kutlanmakta olan Bugün Bir Çocuğu Tiyatroya Götür (#Takeachildtothetheatretoday) etkinliğini başlatmamızın üzerinden beş yıl geçti. Bu etkinlik ASSITEJ üyelerine kendilerini ifade etmeleri için güçlü bir alan sağladı; ve etkinlikle beraber, çocukların ve genç insanların tiyatroya açılmasını gerektiren çok geçerli sebepler mesajlarla, konuşmalar ve makaleler ile duyurulmuş oldu.

Fakat ben, sanatçıları genç seyircilerle çalışmaya sevk eden ayrı bir sebebin varlığına inanıyorum, ibraz edile gelen nedenlerden çok daha derin bir sebebin varlığına.

Bilindik sebepler şunlardır: Çocukların birer yurttaş olarak sahip olduğu kültüre erişim hakkı, tiyatronun çoklu zeka gelişimini teşvik eden holistik bir eğitim aracı oluşu; çocuklarda hayat sevincini, hayal gücünü ve merak duygusunu güçlendirmenin önemi; çelişkilerle ve umutsuzlukla dolu bir dünyada çocuklara umut vermek ihtiyacı, estetik farkındalığı ve her çeşit sanatın dilini kavrayabilme kapasitesini geliştirmenin önemi; çocukların toplum olma duygusunu, iletişim ve empati becerisini kazanma ihtiyacı; tiyatronun şimdiselliği ve bizi, dünyaya karşı olan algılarımızla yüzleştirip o algıları sorgulatma kapasitesi; farklı görüşleri hoşgörüyle karşılamayı öğrenmek için acilen duyduğumuz gereksinim…

Tüm bunların ardında, belki çok daha kişisel bir sebep vardır: Çocuklar ve gençler için bir eser üretirken; kendi içimizdeki çocuğu da beslemiş, iyileştirmiş ve güçlendirmiş oluruz.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin varoşlarından gelme bir grup genç, çok küçük çocuklar için bir oyun üzerine çalışmaya başladıkları zaman uğraştıkları işin, kendi içlerindeki masumiyeti, naifliği, narinliği ve potansiyel bütünselliği keşfetmeyi veya hatırlamayı gerektirdiğini keşfettiler. Bu, genç sanatçılar için onları derinden etkileyen bir sağaltım sürecinin başlangıcı oldu ve onları, bu alandaki çalışmalarını sürdürmeye teşvik etti.

Bizler, bu derin şahsi ihtiyaçtan yola çıkarak diğer insanların hayatına etki edebiliyoruz. Kendimizi daha tamamlanmış birer kişiye dönüştürdüğümüzde seyircilerimizle daha eksiksiz bir ilişki kurabiliyoruz. Ebeveynlere ve çocuklara, ailelere, öğretmenlere, bakıcılara ve onlara emanet edilen kişilere, aramızdaki en genç bireylerin gözleriyle dünyaya bakma fırsatı sunuyoruz.

Tiyatrodan çıkarken sık sık, kulağıma ebeveynlerin şu mealdeki cümleleri gelir: “Çocuğumun o kadar uzun süre sessizce oturabildiğine inanamıyorum.” Veya: “Çocuğumun o oyundaki mizahı anlayabilmesine şaşırdım.” Bu tür anlar ebeveynlerin, çocuklarının gerçekte kim olduğunu keşfetmesini sağlıyor; ve sanatçılar, böylesi önemli bir ilişkinin belki de daha sağlam bir bütünsellik kazanmasına yardım etmiş oluyorlar.

Belki de çocuklar ve gençlere yönelik tiyatronun bize verebileceği en büyük armağan –ona ister sanatçı, ister seyirci, ebeveyn, öğretmen ya da çocuk olarak iştirak edelim– kırık parçalar arasından bütünselliği bulmamızı; ve gerçek doğamızın nasıl birer insan olduğunu yeniden keşfetmemizi sağlamasıdır.

ASSITEJ Başkanı Yvette Hardie

 


10.03.2016