Selda Uzunkaya Bursa Festival İzlenimleri



 19. Uluslararası Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali’nin Ardından

‘La Baracca’ için bir çocuk: Anne sadece sahneye mi kar yağıyor?

‘El Patio Teatro’ için bir çocuk:  Eve gidince parmaklarıma fincan takıp ablamı kandıracağım.

‘Batida’ için bir çocuk: Kral ölünce, Prens, Kral oldu. Gitar çalmaktan ülkeyi yönetemedi.

Ve bir öğretmen: Şişt! çocuklar sessiz olun, bizi temsil ediyorsunuz.

 

Festival boyunca oyunları çocuklarla birlikte izlemek ya da sonrasında fikirlerini sormak oyunlar kadar keyifli ve önemliydi. Ama bazı öğretmenlerle zor bazı işler. Neden bizi temsil etsin çocuklar, kendileri hangi yaşta ve duygudaysa onu temsil ediyorlar o kadar. Çocukların öncelikle birey olma hakkını gözetmeyen ardından da kültürel ve sanatsal haklarına doğrudan bir baskı oluşturan bu bakıştan umarım az hasarla kurtulabiliriz. Neyse ki çocuklar durumun üstesinden gelebilecek kadar çocuk. Festivalde buluştukları oyunların çoğu da onların düşünce ve davranışlarını sabitlemeyecek kadar özenli.

 

Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festival’i, yazar, yönetmen, oyuncu, eleştirmen ve akademisyenleri buluşturarak farklı perspektifler sayesinde oyun sonrası tartışmaların içeriğini zenginleştirdi. Dünyanın bir ucundan meslektaşlarınızı izliyor, ya da meslektaşlarınıza oynuyorsunuz. Bu dilini bilmeyip, duygusunu anladığınız atmosfer, çocuk dünyasının evrenselliğiyle birlikte ortak bir üretime dönüşüyor. Bu bir yandan tartışma, öte yandan bir yaratım süreci. Dileğim ilerideki festivallerde tartışmalara çocukların da katılabilmesi. O zaman tam olarak, bir işbölümü değil, birlikte üretmekten söz edebiliriz sanırım.

 

Tartışmalarda varılan sonuçlardan biri, bilmek ve uygulamak arasındaki farkı masaya yatırmak gerektiğiydi. Her tartışma başka bir ufuklar açıyor, yaptıklarınız kadar, yapmadıklarınızdan da sorumlu olduğunuzu hatırlatıyordu. Oyun seçimindeki çeşitlilik iki ayrı yön açtı zihnimde. Biri, oyunları izledikçe umutlanıp bir an önce  üretme isteği, diğeri ne oyunlar yapmışlar biz bırakalım bu işi duygusuydu. Ben bu arada gidip geliyorken, El Patio Teatro, sadece parmaklarla tiyatronun minimalize edilişini gösterdi. Batida, seyircileriyle iç içe oturarak, basitliği ve karmaşayı yan yana anlattı. La Baracca, malzemesiyle hareketi oluşturdu. Litecox Company, dekoruyla rol arkadaşı olup, uzamın derinliğine götürdü her birimizi. Tiyatro Tempo, çocuklar için tiyatronun yaşamsal bir deneyim olmasını sağladı ve onlara bir de şarkı hediye etti. BGST, oyun içinde oyun tekniğiyle Federico Garcia Lorca’ nın hayat hikayesine, oyunlarının hikayelerini sızdırarak, zamansal bir yolculuk yaşattı ve oyunu yazarın kendi elinden çıkmış bir eser tadında izletti.

           

Festivalde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Bir de öneri ya da umut, benim boyum neredeyse çocuklarınki kadar, bazen hiç göremedim, keşke bazen sahneler biraz daha küçük mü olsa acaba?

           

           

 

            


11.11.2014